top of page

Corona virüsü için beslenme önerileri



2020 depremle başladı coronayla devam ediyor umarım daha kötüsüne rastlamayız


Son yıllarda çeşit çeşit nedenlerle ortaya çıkan ve uzun süre gitmeden, kişiler tarafından basit bir hastalık gibi görülse de tehlike oluşturabilecek hatta bazen ölümle bile sonuçlanabilen virütik hastalıklar ,soğuk algınlığı ve  grip, doğadan gelen bazı besinlerle önlemek ya da iyileşme sürecini hızlandırmak mümkün. Peki gribe iyi gelen bağışıklığı güçlendiren besinler nelerdir? Hangi besinler bu tarz hastalıkların geçmesini hızlandırır?


Soğuk algınlığı ve grip, genellikle hava sıcaklığının ve ortam ısılarının çok sık değiştiği kış mevsiminde daha fazla görülür. Bu sebeple zayıflayan bağışıklık sistemi mikroplara yenik düşmesi daha kolay oluyor. Özellikle kalabalık yaşamın olduğu iş yerlerinde, kreşlerde ve okullarda hızla bulaşan grip ve soğuk algınlığının farkları hakkında bilgi sahibi olmak, tedavinin kısa sürede amacına ulaşmasında büyük önem taşıyor.


Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yorgunluk, burun tıkanıklığı, baş ağrısı ve halsizlik gibi nedenle kendini belli eden grip, zaman zaman tehlikeli bir boyuta ulaşabiliyor. Kısa sürede gripten kurtulmak aynı zamanda hastalığın ilerlemesini durdurmak için doğadan gelen mucizelerden faydalanmalısınız.


Eski yıllardan beri tüketilen tavuk suyu ya da et suları içerisinde bulunan protein, çinko ve vitamin değerleri sayesinde zarar gören hücrelerin yenilenmesini ve vücudun direncinin artmasına yardımcı olur. Bu yüzden siz de grip olduğunuz zamanlarda vücudunuzu kendine getirmek için evde sebzelerle pişirilmiş et ya da tavuk suyu tüketebilirsiniz.



Genellikle ağızda kötü bir koku bıraktığı için çok fazla kişi tarafından sevilmeyen sarımsak, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun kendine gelmesini sağlıyor. 10 gramın üzerinde tüketimi tansiyonu düşürebildiğinden düşük tansiyonlu bireyler tüketirken dikkatli olmalılar. Sarımsağın antimikrobiyal etkilerini keşfeden ortaçağ hekimleri, bulaşıcı hastalıklardan korunmak için yüzlerine taktıkları maskeyi sarımsak özsuyu ile ıslatırlardı.


Grip hastalığına yakalanan kişilerde geniz akıntısı nedeniyle öksürük kaçınılmaz oluyor. Zencefil mukuslara etki ederek balgam atımını kolaylaştırır. Günde 2-3 defa içilen zencefil çayı hastalık belirtilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.


Vücudun tüm metabolizmasını düzenleyen bağırsaklardan iç organların düzgün çalışmasına yardımcı olan su, grip olduğunuz zamanlarda vücut ısısının dengelenmesi ve mikroplarla adeta savaş verir. Hastalık döneminde çay ve kahve tüketimi azaltılmalıdır. Günde 2 fincan güvenilir aktarlardan, familyasından emin olunan papatya, kuşburnu ve adaçayı tüketilebilir. Günlük sıvı tüketiminizi artırarak en az 2.5-3 litre su içmelisiniz.


Göze olan faydası ile bilinen havuç, Antienfeksiyon vitamini sayesinde grip ve soğuk algınlığının hızlıca iyileşmesini sağlayabilirsiniz.


A, C, E VİTAMİNLERİ İLE ÇİNKO MİNERALİ ÖNE ÇIKIYOR

Besin öğelerini, besinlerin içerisine saklanmış esas süper kahramanlar olarak düşünebiliriz. Bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda ön plana çıkan öğeler ise A, C, E vitaminleri ile çinko minerali oluyor. Omega-3 yağ asitleri de yine immün sistemin en güçlü destek kuvvetlerinden biridir. Mevsime uygun beslenerek aslında bu saydığımız tüm besin öğelerini, kolaylıkla bağışıklık sistemimize sunabiliyoruz. Sebze ve meyve tezgahlarında kışın hakim olan koyu yeşil yapraklı sebzeler, parlak turuncu renkler boşa değil, havalar soğudukça yağlanan leziz balıklar da… Hepsi tam da; bu besinlerin içerdiği vitamin ve minerallere olan ihtiyacımızın arttığı dönemlerde, beslenmemize dahil olmak üzere hazırlar!


GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDE BUNLARA DİKKAT! *

A vitamini, özellikle solunum sistemi yolu enfeksiyonlarından koruyucu rolüyle etkisi kesin olarak kanıtlanmış bir vitamindir. Besinlerle günlük ihtiyacımızı, çok rahat karşılayabilmekteyiz. Hayvansal kaynakları arasında karaciğer, yumurta, süt ve tereyağı yer alırken bitkisel olarak ise özellikle, koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı vb) ile turuncu renkli (havuç, kış kabağı vb.) sebzeleri tüketeceğiniz bir diyetin; A vitamini ihtiyacınız konusunda yeterli olacağına emin olabilirsiniz. Etrafınızda soğuk algınlığı geçiren insan sayısının artmasını takiben yeşil, sarı ve turuncu renklerin de beslenmenizdeki hakimiyetinin artması gerektiğini unutmayınız. A vitamini karaciğerde depolanabildiğinden, besin takviyesi olarak bilinçsiz tüketilmesi de zehirlenmelere yol açabilir.


“2 MANDALİNA GÜNLÜK C VİTAMİNİ İHTİYACINI KARŞILAYABİLİR”

En temel koruyucularımızdan olan C vitaminini, suda eriyen ve vücudumuzda depolanamayan bir vitamin olduğu için günlük olarak almamız gerekiyor. Beslenmedeki C vitamini deposu gıdalarımız ise; taze sebze ve meyveler.

Hayvansal besinler bu noktada C vitamini açısından oldukça zayıf, hatta birçoğunda neredeyse hiç C vitamini bulunmuyor. Yetişkin bir bireyin günlük ortalama 90 mg C vitamini alması gerekiyor.

Bu teorik bilgiyi pratiğe dökecek olursak; 2 küçük boy mandalina 85 mg, 1 orta boy portakal 115 mg, 1 adet kivi 75 mg, 3 sivri biber 110 mg C vitamini içeriyor. Yani sabah kahvaltıda 3 adet yeşil biber ve gün içinde 2 adet mandalina tüketerek, günlük C vitamini ihtiyacımızın üstüne dahi çıkabiliyoruz.

Bu nedenle salgınlar başladı diye eller hemen C vitamini preparatlarına değil, C vitamini zengini sebze ve meyvelere gitmeli. Emziren annelerin C vitamini ihtiyacı, emzirmeyen yetişkin bireylere göre daha yüksek olduğundan bu dönemdeki kadınların C vitamini alımını daha yüksek tutmalarında fayda var. Yoğun stresli bireylerde, alkol ve sigara tüketenlerde, ateşli ve viral hastalıklarda, antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı olan kişilerde de günlük C vitamini ihtiyacı daha yüksek oluyor.


ÇİNKO DAHA HIZLI TOPARLANMANIZI SAĞLAR *

Çinko güçlü bir antioksidan mineraldir. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin güçlenmesinde veya güçsüz düşüp hastalandığımızda daha hızlı toparlanmamızda önemli rol oynar. Bu yüzden de bizler, birçok multivitaminin içerisinde hatta bazen sadece C vitaminiyle kombine olarak çinkoyu görmekteyiz. Besinsel çinko kaynaklarına baktığımızda ise özellikle hayvansal besinler, kırmızı et başta olmak üzere iyi birer çinko kaynağı. Bununla birlikte yağlı tohumlar (özellikle kabak çekirdeği), koyu yeşil yapraklı sebzeler de çinko açısından bizi desteklemektedir.


‘DOĞAL ANTİOKSİDANLAR İÇİN RENGARENK BESLENİN’

Besinlere gökkuşağının renklerini veren maddelerin tamamı vücudumuz için antioksidan, anti-inflamatuvar, anti-bakteriyel, anti-viral bileşikler sağlar. Gün boyu kırmızı, mor, sarı-turuncu, yeşil, beyaz, kahverengi-ten rengi besinleri tüketiyorsanız vücudunuza yeterli besin desteğini veriyorsunuz demektir. Besin öğesi ihtiyaçlarınızı multivitaminler yerine, gerçek besinlerden almalısınız. Bir hap ile yutulan C vitamini yerine, 2 adet mandalina tüketirseniz bu sayede; sadece C vitamini almaz, bu vitaminle ortak çalışarak vücuttaki etkisini artıracak birçok maddeyi de almış olursunuz. Günde en az 5 porsiyon, farklı renklerde seçeceğiniz sebze ve meyve tüketmek her gün bağışıklığınızı güçlü tutmak adına en temel hedefiniz olmalı.

Hipokrat’ın dediği gibi “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun”






bottom of page