Yurtdışından ithal edilen ve tamamen bitkisel olmasının arkasına saklanılarak pazarlanan zayıflama haplarının ise denetimi Tarım Bakanlığı’nca yapılmakta, satın almak için reçeteye gerek duyulmamakta ve halk tarafından peynir-ekmek gibi bilinçsizce tüketilmektedir. Böylece ithalatçı firmalar kazanç sağlarken diğer tarafta halkın sağlığı tehlikeye girmektedir. Hatta kullanım dozunun ayarlanamaması nedeniyle ölümler görülebilmektedir. Üstelik bu şekilde zayıflamanın kalıcı olmadığı ve hapın bırakılması durumunda tekrar kilo alınacağı, kişinin ömür boyu bu hapı-tozu kullanamayacağı ise oldukça aşikârdır. Sbutramin içeren ilaçların tiroid tuzu ve iyot içeriğinin fazla bulunması nedeniyle; tiroid hormon üretimini arttıracağı gibi bu durum ölümcül de olabilmektedir. Tiroid bezinin gereğinden fazla hormon ürettiği duruma “zehirli guatr” (hipertiroidizm) denir ve bu durumda ilk karşılaşılan sonuç ani kilo kaybıdır. Çoğu zayıflatma ilacı bu şekilde zayıflatmakta ve bilinçsiz kullanımlarıyla “zehirli guatr”a neden olmaktadır. Fazla tiroid hormonunun neden olduğu diğer durumlar; metabolizmayı ve kalbin ritmini hızlandırması, terlemeyi artırması, yüksek tansiyon, adet düzensizliği ve bazı hastalarda beyin kanaması oluşturabilmesidir. Kilo kaybı sağlayan ürünlerin en popüleri ‘‘ephedra’’, aynı isimli bitkiden elde edilebilir veya laboratuar koşullarında da sentetik olarak üretilebilir. Piyasada yaygın olarak satılan zayıflama haplarının (!) neredeyse hepsinde bir miktar ephedrine aktif maddesi yer alır. Ephedrine, iştahı bir miktar baskılayarak ayrıca stres hormonu-adrenaline benzer etkilerle metabolizmayı yanlış, zararlı, tehlikeli yollardan etkileyerek kişiyi bir miktar zayıflatabilir. Ama aynı zamanda kan basıncının yükselmesine, kalp ritminin bozulmasına, uykusuzluğa, sinirliliğe, ellerde titremeye ve çarpıntıya yol açar. Her yıl ephedrinin kontrolsüz kullanımı ile meydana gelen çok sayıda kalp krizi, inme ve ölüm vakası geri bildirim raporlarında yer almaktadır. Amerikan Besin ve ilaç İdaresi (FDA) son zamanlarda yayınladığı raporlarla bu çok tehlikeli maddenin kullanımına ilişkin sınırlamalar getirmiştir. Orlistat içeren zayıflama ilaçları ise bağırsaktan yapılan yağ emilimini engellediği için yağ ile emilen vitaminlerin vücutta eksikliğine neden olur. Bitkisel kökenli laksatif ve diüretikler (haplar, çaylar, tozlar vb) sadece su kaybetmeyi sağlar. Yağları eritmez, vücut suyunu azaltır. Potasyum düzeyini düşürerek kalp ritim bozukluklarına ve kas problemlerine neden olabilir. Eğer bu tür laksatifler çok kullanılırsa, bir süre sonra bağırsaklarda bu bileşiklere karşı bir cevapsızlık oluşması da beklenir. Laksatiflerin ve diüretiklerin hiçbir zaman kilo verme desteği olarak kullanılmamaları gerekir.
top of page
bottom of page
Comments