top of page

ÖN YARGILARA DİYETİSYEN UYARISI

Diyetisyen Aydın Gül, diyet ve diyetisyenlik mesleğine dair önemli noktalara ışık tuttu. Erciyes Üniversitesi mezunu olan Gül, 11 senelik birikimini Bodrum Times okuyucuları ile paylaştı. Gül, Bodrum’daki Diyet Bodrum kliniğinde 5 yıldır danışanları için hizmet vermekte.


DÄ°YETÄ°SYENE NEDEN GÄ°DÄ°LMELÄ°?

Beslenme insan yaşamı için oldukça önemli bir ihtiyaçtır. Diyetisyenlik mesleğinin ana olgusu da beslenmedir. İnsanlar neden diyetisyene gitmelidir? Diyetisyene sadece zayıflamak için mi gidilir? Bu sorulara yanıt olarak Diyetisyen Aydın Gül, ‘’Beslenme anne sütü ile belirli bir düzene girer. Anne sütünden sonra insanlar ne yiyeceğini çok iyi bilemiyor. Bu yüzden aslında diyetisyene gidilmesi gerekiyor. Hastalıklarda diyet tedavisinin yanında hasta olmamak için de beslenmenize dikkat etmeniz gerekir. Gripten şeker hastalığına kadar, sporcu beslenmesine kadar diyetisyenin profesyonel görüşünü almak her zaman mantıklı olacaktır. Tek başına kilo alıp kilo vermek yerine sağlıklı beslenmeyi öğrenmek için diyetisyene gidilmelidir’’ dedi.


HER ÅžEYÄ°N BAÅžI SU

Sağlıklı beslenmenin ilk kuralına değinen Gül, ‘’herkes farklı düşünebilir ama bence en önemlisi su. Su içmek her şeyin başı, insanlar su içmeyi unutuyor’’ dedi.


GENEL YARGILAR BÄ°R YERE KADAR

Koşmak veya ekmeği kesmek gibi toplum içinde genel olarak kabul görmüş bilgilere değinen Gül, ‘’Bir dönem koşmak veya ekmeği kesmek işe yarayabilir ama uzun vadede çok etkili olmayacaktır. 3-5 kilo fazlası olan insanlar ufak ayrıntılarla kilo verebilir ancak çok fazla kilosu olan insanlarda bu ayrıntılar işe yaramaz. zaten koşmanın da insanlara sürekli iyi etki edeceğini düşünmüyorum. her insanın farklı bir genetiği ve metabolizması vardır’’ açıklamasında bulundu.


‘’DİYET YAPMAK AÇ KALMAK DEĞİLDİR’’

Diyet konusundaki ön yargılara değinen diyetisyen Aydın Gül, ‘’zaten insanlarda diyet denilince bir ön yargı var; aç kalmak. Şöyle bir şey de var, bazı hastalıklarda bazı yasaklar mecburen oluyor. Örneğin diyabet hastasına sürekli meyve suyu verirseniz bir hata yaparsınız. Sonuçta kan şekeri dengesizleştiği için diyabet hastasının meyve suyu içmemesi gerekir. Aldığımız kalori yaktığımız enerjiyle bağlantılı yani sürekli yatan hastanın yüksek kalorili besinler alması kilo almasına sebep olur. Eğer yaktığınız kalori çok düşükse alınan kalori de düşük olmalı. Açlık da bu şekilde oluşuyor. Yüksek kilolarda gelen hastalar belirli bir seviyenin altında kalori yakarlar. Bu noktada diyete karşı açlık ön yargısı oluşur. Oysaki diyet ile paralel uygulanan egzersizler ile kilo vermek mümkündür. Diyet sadece yediklerinizle alakalı değildir; yaşam tarzınız, uyku düzeniniz, kişisel egzersizleriniz ve genetik özellikleriniz de diyeti etkiler’’ diyerek sözlerine ekledi.


KAHVALTI DEĞİL GENELLEMELER YASAKLANMALI!

Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü doktor Mehmet Öz’ün yaptığı ‘’kahvaltı yasaklanmalı’’ açıklamasının sırrını sorduğumuz diyetisyen Gül, ‘’Bu konulara genelleme yapılmasına karşıyım. Bazı insanlara kahvaltı gerçekten yaramıyor olabilir. Çünkü çok geç yatıyor ve çok erken kalkıyorsa hayatına çok geç başlamıyorsa çok erken başlıyorsa onun çok sık yemek yemesi de mantıklı değil. Bu yüzden kahvaltının herkese yasaklanması gibi bir değerlendirme yapılmamalı, bu kişiye özgü olmalıdır. Tabi kahvaltıda dikkat edilmesi gereken nokta her zaman olduğu gibi her şeyin fazlasının zarar olduğudur. Kahvaltı ürünlerinden birini seçip aşırı tüketmek yerine her üründen azar azar yemek daha doğru olacaktır’’ dedi.


ÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Yarıyıl tatiline giren öğrenciler için de faydalı görüşler belirten Gül, önemli konulara değindi ve ‘’Son dönemde belirli bir yaş altı çocuklar diyetisyene gidiyor. Son yıllarda çocukluk ve ergenlik döneminde obezite hastalığına daha sık rastlandığını görüyoruz. Sınav stresi, ders kaygısı ya da okullardaki ders sürelerinin uzaması çocuklarda fiziksel aktiviteyi düşürüyor. Bu yüzden belirli bir kalori harcayamayan çocuklar paket ürünler tükettiği için obezite gerçekleşiyor. Tatil döneminde spora yönelmelerini veya hareketi arttıracak aktiviteler yapmalarını öneririm. Dans etmek, pilates gibi aktiviteleri hobi edinebilirler.’’ diyerek önerilerde bulundu.


DÄ°YETÄ°SYENLERDEN KORKMAYIN

Diyetisyene gitmek isteyip de gidemeyen, çekinceleri bulunan ya da fayda sağlamayacağını düşünen insanlara önerilerde bulunan Gül, ‘’Ön yargılar kırılmak için vardır. Eğer isterlerse kişiler diyetisyenlerle bir ön görüşme yapabilir ve diyetisyenlerin sağlayabileceği faydalar hakkında bilgi alabilirler’’ dedi.

Son olarak da ‘’Beslenme konusunda keskin ifadeler kullanılmamalıdır. Mesela zeytinyağının bile %16’sı zararlıdır. Zeytinyağı yararlıdır fakat çok tüketildiğinde zararlı etkisini de arttırmış oluruz’’ diyerek konuşmasını noktaladı.


Muhabir: Ömer Kayacık/BODRUM TİMES GAZETESİ


bottom of page